Doğum sonrası dönemde ortaya çıkan psikiyatrik bozukluklar; annelik hüznü, postpartum depresyon ve postpartum psikoz olacak şekilde üç grup altında incelenebilmektedir. Annelik hüznü, postpartum depresyon ve postpartum psikoz farklı durumları ifade etmektedir. Annenin mutsuz, alıngan ve ağlamaklı hissettiği annelik hüznü doğum sonrasında kısa bir süre boyunca görülmekte ve sonrasında ortadan kaybolmaktadır.
Doğum sonrasında ortaya çıkabilecek en ağır psikiyatrik rahatsızlık olan postpartum psikoz ise gerçeklikten uzaklaşma, delüzyonlar ve halüsinasyonlar ile karakterize olup hastane yatışını gerektirebilmektedir.
Araştırmalar yeni doğum yapmış kadınların %10-15’inde Postpartum depresyon görüldüğünü göstermektedir. Her 7 kadından 1 tanesi doğum sonrası depresyon yaşamaktadır.
Doğum Sonrası Depresyon Nedir?
Postpartum depresyon, kadınların gündelik yaşamını zorlaştırırken annenin kendine ve bebeğine bakmasını olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Gebeliğin kolay ya da sorunlu geçmesi, ilk kez anne olma veya daha önceden doğum yapmış olma, annenin evli olması ya da olmaması, gelir, yaş, ırk, etnik köken, kültür veya eğitim fark etmeksizin postpartum depresyon herhangi bir kadını etkileyebilmektedir.
Postpartum depresyon kendiliğinden kaybolmamakta ve doğumdan günler hatta aylar sonra ortaya çıkıp tedavi edilmediği taktirde haftalarca ya da aylarca sürebilmektedir.
Tüm kadınlar için yaşamın doğal bir getirisi olan gebelik süreci ve doğumun anne adayı için mutluluk getiren bir süreç olduğu düşüncesi artık kabul görmemektedir. Bahsi geçen süreçler boyunca kadınlar yoğun bir şekilde fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimler ile karşılaşmaktadır. Anne adayının bu değişimler ile etkili bir şekilde baş edemediği durumda gebelik, doğum ve ebeveyn olma gündemleri gelişimsel ve durumsal bir krize dönüşebilmektedir.
Doğum Sonrası Depresyonu Neden Olur?
Gebelik sırasında depresyona katkıda bulunan çeşitli risk faktörleri arasında ise; anne yaşı, düşük sosyo-ekonomik düzey, düşük eğitim seviyesi, kişide ve ailede depresyon öyküsü, düşük sosyal destek, düşük yapma ya da gebelik sonlandırma öyküsü yer almaktadır. Aynı zamanda çekingen, bağımlı ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu tanıları da risk faktörleri arasındadır.
Doğum sonrası depresyon tanısı konulurken DSM-5 ve ICD-10 gibi sınıflandırma sistemlerinden yararlanılmaktadır ancak psikiyatrik tanı sistemlerinde hamilelik döneminde ve doğum sonrası dönemde görülen psikiyatrik bozukluklar farklı bir klinik tanı olarak tanımlanmamaktadır. DSM- IV-TR ve DSM-5 sınıflandırma sistemleri arasında depresif bozukluklar bağlamında büyük olmasa da bazı farklılıklar yer almaktadır. DSM- IV-TR’ de postpartum başlangıçlı depresyon olarak ele alınan bu duygudurum bozukluğu %50 oranda hamilelik döneminde başlaması sebebiyle DSM-5 sınıflandırma sisteminde “peripartum (doğum zamanı) başlangıçlı” şeklinde tanımlanmıştır. DSM-5’e göre doğum sonrası depresyon olarak tanımlanabilmesi için belirtilerin hamilelik esnasında veya doğum sonrasındaki dört hafta içerisinde görülmesi gerekmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Ne Kadar Sürer?
Postpartum depresyon sıklıkla doğum sonrasını takip eden altıncı hafta civarında görülmektedir ve belirtileri arasında; aşırı duygusal tepkiler, değişken duygulanım, uykusuzluk, zihin bulanıklığı, suçluluk ve intihar düşünceleri yer almaktadır. Duygudurum belirtileri hamilelik esnasında veya doğumdan sonra başlayabilmekte ve kadınların %3 ila %6’ sında gebelik süresince veya doğumu takip eden haftalar veya aylar içerisinde görülebilmektedir. ICD-10’a göre ise doğum sonrası depresyon, doğumu takip eden altı hafta içerisinde başlayan depresif bozukluklardır. Bunlara karşın araştırmacılar ve klinisyenler doğum sonrası depresyon belirtilerinin doğumu takip eden bir sene içerisinde görülebildiğini öne sürmüşlerdir.
Doğum Sonrası Depresyon Nasıl Atlatılır?
Doğum sonrası depresyonun atlatılması için uzman bir psikolog yardımı gerekmektedir. Bazı olgularda kişinin çevresinin yardımıyla süreç hafifletilebilirken, bazı durumlarda da uzman yardımı olmadan süreç kötüleşebilmektedir. Bir psikolog yardımı alınarak yapılacak terapiler sonrasında bu süreci rahat bir şekilde atlatmak mümkündür. Doğum sonrası depresyonu atlatabilmek için kişinin çevresindeki kişilerden alacağı destek de çok önemlidir. Bu süreçte depresyondaki anneyi dinlemek, endişelerine destek olmak, akıl vermeden ve yargılamadan sadece iyi bir dinleyici olarak yeni annenin yanında olmak diğer insanların yapabileceği bir yardımdır.
Doğum Sonrası Depresyon Tedavisi İzmir
Doğum sonrası depresyonun tedavisi için kişinin gösterdiği semptomlar ve depresyonun şiddeti değerlendirilmektedir. Psikoloğun yapacağı terapilerle birlikte, değerlendirme sonucunda ihtiyaç düşünülürse psikiyatr gözleminde alınacak medikal tedavi ile bir tedavi planı oluşturulabilir. Orta veya şiddetli bir depresyon olduğu belirlenirse psikiyatri uzmanı size uygun ilaçları önerecektir. Ancak doğum öncesi veya sonrasındaki emzirme süreçlerinde psikiyatrik ilaçlar kullanmak zararlı olabileceği için daha çok terapiye ve günlük yaşamdaki değişikliklere yönelmek daha mümkündür. Doğum sonrası depresyon hakkında uzman bir psikolog ile terapi sürdürmek, sizi daha iyi anlayan ve kendinizi rahat hissedeceğiniz bir ortamda olduğunuzu düşünmeniz, doğum sonrası depresyonun tedavisinde de olumlu bir etki yaratacaktır.