18 yaşının altındaki çocuklara yapılan gelişimlerini etkileyen her davranış istismar olarak kabul edilir. Ebeveynlerin çocuklarının iyi olma halini etkileyen davranışları da çocuk istismarı olarak sayılabilir.
Bu davranışlar çocukların yaşamı boyunca etkisini gösterir. Bu etkiler fiziksel, duygusal, zihinsel veya sosyal gelişimlerini önemli ölçüde etkileyebilir. Dünya Sağlık Örgütü; bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılan eylemlerin çocukları olumsuz anlamda etkilemesi durumunu çocuk istismarı olarak nitelendirmektedir.
Çocukluk Travması Neler Olabilir?
Çocukluk çağında yapılan en küçük hamleden büyük bir olaya kadar her şeyin travma etkisi yaratabildiği görülmüştür. Çocuklar fiziksel ve duygusal olarak istismar edilirse travmalar ortaya çıkar. Kişinin gelişimindeki etkisi sadece çocuklukla sınırlı değil yetişkinlikte de sorunlara neden olabilir. Çocukluk çağı travmaları genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
- Fiziksel şiddet,
- Cinsel istismar
- Ekonomik problemlerin çocuğa fazla yansıtılması,
- Boşanma, anne-baba yoksunluğu, çocuğun anne babayla yakın ilişki kuramaması,
- Ebeveynlerin intihara ya da suça meyilli olması,
- Ailede aşırı alkol kullanımın olması,
- Sık çatışma yaşanması ve kavga olması,
- Kardeş sayısının fazla olması,
- Çocukları geleneklere yönelik yetiştirmeye zorlama
- Akran zorbalığı
gibi durumlar çocuklarda travmalara neden olabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Cinsel istismara uğrayan kişilerin %50’sinin travma sonrası stres bozukluğu yaşadığı görülür. Travma sonrası stres bozukluğu görülen kişilerde travma yaşanılan durumla başa çıkmakta zorlandıkları görülür. Çevreye adapte olamayabilirler. Bu zorlanma durumu kısa sürebileceği gibi uzun zaman da alabilir. İlerleyen zamanlarda kişi travmasını normalleştirip hayatına daha normal devam edebilse de bazı kişiler için bu durumu sağlamak zor olabilir.
Çocukluk Travmasının Yetişkinlikteki Etkileri
Çocukluk kişinin en savunmasız olduğu yaşları kapsar. Kişi bebeklikten itibaren bakıma ve ilgiye muhtaçtır. Bu ilginin olmaması yetersiz olması ya da kötü davranışlar sebebiyle kişilerde travmalar oluşabilir. Bu travmalar yetişkinlikte de kendini gösterir. Kişinin gelişiminde önemli rol oynar. Çocukluk çağındaki travmalar birçok hastalığa neden olabilir. Çocukluk travması kişilerde; kaygı, stres, depresyon, kalp sorunları, travma sonrası stres bozukluğu, insanlarda çekinme, duygusuz davranmaya çalışma gibi davranışlara neden olabilir. Ayrıca travmalarını kabullenmeyen ve tedavi görmeyen kişiler travmalarını bastırmaları nedeniyle ileride daha büyük duygusal patlamalarla karşılaşabilirler. Ayrıca kişi intihara meyilli olabilir ve disosiyatif kimlik bozukluğu görülebilir. Travmatik olaylar yaşayan kişilerde; sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk, madde kullanımına yönelme, panik bozukluğu, yeme bozuklukları, bipolar bozukluk gibi durumlar da görülebilir.
Çocukluk Travmam Olduğunu Nasıl Anlarım?
Travmalar kişilerin beklemediği anda yaşadığı durumlardır. Kişi hatırlayamayacak kadar küçük olsa bile gösterilen her davranış kişide travmalara neden olabilir. Çocukluk travmaları kişinin yetişkinlikteki davranışlarının cevabıdır. Örneğin fiziksel ya da cinsel istismar yaşayan çocuklar dışarıya karşı daha çekingen ya da tam tersi daha saldırgan olabilir. Bunu anlamak için psikoterapi gerekir. Kişi kendi kendine tanı koyamaz ve travmaların kişi üstünde ne kadar etkili olduğunu tam olarak anlayamaz. Bu sebeple travmaların kişi üzerindeki etkisini anlamak ve iyileştirmek için profesyonel destek gerekir.
Çocukluk Travması Sonrası Yapılan Tedaviler
Çocukluk çağı travmaları kişinin tüm yaşamını etkileyen önemli bir konudur. Bu sebeple kişi bu konuyla ilgili psikolojik destek almak isteyebilir. Çocukluk travmasında kullanılan tedavi yöntemleri şu şekildedir:
Psikodinamik terapi; bu yöntemde kişinin problemlerinin köklerine inilir. Olaylar derinlemesine analiz edilerek hangi olayların hangi hislere sebep olduğu irdelenir. Geçmişteki olaylara farklı bir pencereden bakılması sağlanarak kişiye farkındalık sağlanabilir. Geçmişteki olaylar ayrıntılı olarak incelendiğinden kişinin kendini güvende hissettiği bir doktorla çalışması önem taşır.
Bilişsel davranışçı terapi; kişinin neden bu düşünce ve davranışlara sahip olduğu incelenerek yapılan tedavi yöntemidir. Kişinin travmalardan sonraki davranışlarının ve duygularının nasıl olduğuna öncelik verilir.
EMDR; bu yöntem psikoterapi yöntemlerinden biridir. EMDR ile kişiye iki yönlü uyaran sağlanır. Bu uyaranlar; kulaktan ses verme, göz hareketleri ya da dokunsal olarak değişiklik gösterebilir. Bu uyaranlar sayesinde beynin iki yarım küresine geçiş sağlanarak hafıza alanlarına erişim sağlanır. Belleğe depolanmış travmatik olaylar yerine kişinin kendine güvendiği yeni bilgiler yaratılır.